Keçi Sütü

İçerisindeki yağ moleküllerinin daha küçük çaplı olması olması nedeniyle keçi sütü, inek sütüne nazaran sindirimi daha kolay bir süttür. Besleyicilik değeri olarak en yüksek A vitamini içeren ve karoten içermeyen keçi sütü bu özelliği nedeniyle daha beyazdır.

Yüksek fosfor ve kalsiyum içeriğiyle keçi sütü, anne sütüne en yakın süt olması sebebiyle, bebek ve çocuk beslenmesinde daha çok tercih edilen süttür. 6. aydan sonra bebeklere verilen formül mamaların inek sütüyle hazırlananları değil keçi sütüyle hazırlananlarının daha besleyici ve faydalı olduğu bilinmektedir.

Bu özelliklerinden dolayı keçi sütüyle yapılmış keçi peynirleri daha beyaz yapıda ve inek sütüyle üretilmiş peynirlere göre fiyatları daha yüksektir. Et ve balık tüketemeyenler için keçi sütü ve peyniri, et ve balıktan alınamayan fosforu karşılayarak dengeli beslenmeye yardımcı olur.

Keçi Sütü

Yaş asitlerinin küçük oluşu mide hazımsızlıklarını önlediği için keçi sütüyle yapılmış ürünlerle beslenmek, sindirin sisteminin düzgün çalışmasına yardımcı olur.

L. acidophilus ve L. plantarum gibi yararlı bakterileri bünyesinde bulunduran keçi peyniri, bu yönüyle bir probiyotiktir ve bağırsak sağlığını destekleyerek olası aleji, astım gibi hastalıkların tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir.

Kolay sindirimi sayesinde vücudu rahatlattığı için kişide enerji artışı ve ruhsal sağlıkta dinginlik yaratarak stres, kaygı bozukluğu gibi ruhsal problemlerin oluşmasını engeller.

Modern beslenme tanımlamaları ve kapitalist sistemin, tüketim alışkanlıklarını devamlı olarak yönlendirmesi sonucu insanların sürekli yeni bir şey alarak daha iyi olacakları algısı gerçeği yansıtmamaktadır.

Az ama temiz beslenme, bir insanın kendisine yapacağı en faydalı harekettir. Kendi topraklarında, uygun ve temiz koşullarda yetiştirilmiş ürünleri tüketerek sağlıklı kalınabilir. Diğer bir deyişle sadece muz ve avokado ile beslenen bir Afrikalı ya da fıstık ezmesiyle beslenen bir Meksikalı bu besinle günün tüm enerjisini alabiliyor diye bizim de tüm bu besinleri tüketmemiz gerektiği fikri pek doğru değildir.

Kapitalizm çarkına takılmadan, bizi büyüten toprak, rüzgar ve suyun ürettiği besinler, tam da bizim ihtiyacımız olan besinlerdir. Azdaki çokluğun hikmeti bundandır. Arınarak çoğalmak, çoğaldıktan sonra arınmaya çalışmaktan daha kolaydır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir