Adaçayı

Kanın pıhtılaşmasını sağlayan K vitaminini bünyesinde bolca barındıran adaçayı bitkisi, bol güneşli alanlar ve geçirgen topraklarda büyümeyi sever. Magnezyum, çinko, bakır ve A, C, E vitaminlerini de içeren bu bitki ayrıca sağlığa faydalarıyla bilinen cafeik asit, klorojenik asit, rosmarinik asit, elajik asit gibi bileşenler de içermektedir. Tüketimi küçük miktarlarda olduğu için, vücuda sağladığı karbonhidrat, protein, kalori ve lif miktarı çok düşüktür.

Vücudun bağışıklık sistemini çalıştıran ve hastalıklarda ortaya çıkan serbest radikalleri uzaklaştıran antioksidanları bünyesinde barındıran adaçayı, bunu içeriğinde 160 farklı polifenol bulundurması sayesinde yapar. Bu yönüyle, kanser oluşumunun önüne geçerken, hafızayı güçlendirerek beyin fonksiyonlarını düzene sokar.

Günde 2 fincan adaçayı içen kişilerle yapılan bir araştırmada, bu kişilerin toplam bağışıklık seviyeleri artarken, kötü kolesterollerinde(LDL) düşüş, iyi kolesterollerinde(HDL) ise artış gözlenmiştir.

Ada Çayı

Antimikrobiyal yönüyle ağızdaki plak oluşumuna neden olan bakterileri nötralize eder. Adaçayı ile ağız yıkama üzerine yapılan bir çalışmada, bu yıkamanın ağızda diş kayıplarına yol açan Streptococcus mutans isimli bakteriyi öldürdüğü gözlenirken, yine adaçayı yağının günlük kullanımıyla ilgili başka bir araştırmada ise diş kayıplarına neden olan bir mantar türü olan Candida albican isimli mantarı öldürebildiği gözlenmiştir.

Adaçayının, boğaz ağrısı, diş apsesi, diş eti enfeksiyonu ve ağız ülserlerinde de faydası olduğu bilinmektedir.

Vücudun östrojen hormonunu reddetmeye başladığı menapoz dönemindeki sıcak basmaları, aşırı terleme ve vajinal kuruluk gibi durumları hafifletebilen adaçayının, içeriğindeki bileşenler sayesinde beyne östrojen benzeri bir görevle bağlanarak, sıcak basması vs gibi semptomlarla nasıl başa çıkabileceğini gösterdiği düşünülmektedir.

Adaçayının yüzyıllardır kullanıldığı diğer bir alan ise diyabettir. Tip 1 ve Tip 2 diyabet hastalığı olan farelerdeki deneylerde, adaçayı özü ve adaçayı kullanımının kan şekerini düzenleyerek insülin duyarlılığını arttırdığı gözlenmiştir.

Ağız, kolon, karaciğer, rahim, cilt, meme kanserlerinde adaçayı özünün, kanser hücrelerinin büyümesini durdurmakla kalmayıp, onları öldürdüğü de gözlenmiştir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir